Uçuş Emniyeti ve Hata Zinciri: Kriz Yönetiminde Havacılıktan Öğrendiği
Uçuş emniyeti kültürüm sayesinde krizleri nasıl yönettiğimi ve hata zincirini kırmak için kullandığım stratejileri derinlemesine paylaşıyorum.

🇹🇷 İlk Türk Kadın F-16 Pilotu | Turkey’s 1st Female F-16 Pilot 🇹🇷

Kokpitte 2.500 saatlik tecrübemin bana öğrettiği en kritik gerçek şu oldu: Bir kriz, çoğu zaman tek bir büyük hatadan değil, fark edilmeyen küçük hataların art arda eklenmesinden doğar. Havacılık dilinde buna “hata zinciri” diyoruz. Bu kavram, işletme yönetiminden aile yaşamına kadar her alanda geçerli.
Bugün sizlere, uçuş emniyeti doktrininden süzdüğüm ve uygulamada defalarca test ettiğim altı dersi aktaracağım. Amacım, ister ofiste ister evde ister yoğun bakım ünitesinde olun—karşılaştığınız her tür baskı durumunda bu çerçeveyi kullanarak olası felaketleri en erken halkada kırabilmenizi sağlamak.
1. Görünmez İlk Halkayı Fark Etmek
Krizin tohumları genellikle sessizce ekilir: eksik bir kontrol listesi adımı, ertelenen bakım talimatı ya da “sonra bakarım” diyerek kapatılan bir uyarı ışığı. O ilk ihmal, bir domino taşı görevi görür. Eylem Planı: Küçük sapmalara “operasyonel önemsiz” damgası vurmak yerine, her şüpheli detayı not edin ve kök sebep analizi başlatın. Bu erken refleks, ileride çığ gibi büyüyecek sorunları henüz kar topuyken durdurur.
2. Standart Prosedürsüz Asla
Stres anında yaratıcılık değil, alışkanlık hayat kurtarır. Havada acil durum çağrısı aldığımda, reflekslerim SOP’lere (Standard Operating Procedure) bağlıydı; düşünmek için fazladan saniyem yoktu. Benzer şekilde, iş yaşamında da proje başlatmadan önce süreç akışını yazılı hâle getiriyorum. Böylece kriz anında herkes rolünü, sırasını ve sınırlarını biliyor—panik değil prosedür devreye giriyor.
3. Şeffaf İletişimde “Say-Do” Döngüsü
Kokpitte yanlış anlama lüksü yoktur; talimatı alan pilot kısa bir “roger” yerine cümleyi aynen tekrarlar ve görsel teyit sağlar. Toplantılarda da “Ben söyledim, yaparlar” varsayımı yerine “Lütfen özetler misin?” sorusunu sorarım. Bu tekrar‐onay döngüsü, bilginin %100 doğru aktığını garantiler ve zincire gizli bir halka eklenmesini engeller.
4. “Mayday” Demekten Çekinmemek
Arıza varsa saklamak, çarpışmayı davet etmektir. Uçakta motor titreşimini hisseder hissetmez kuleye haber veririm; yerde yardım çağırmak zayıflık değil profesyonelliktir. Kurum kültürünüzde erken uyarıyı ödüllendirin. “Kötü haber gecikir” mottosunu tersine çevirin: Erken alarm hem prestiji hem kaynakları korur.
5. De-Brief Kültürüyle Hatanın Üstünü Örtme, Altını Çiz
Her sortiden sonra ekiple masaya oturur, yapılan her hareketi saniye saniye çözümleriz. Amaç suçlu aramak değil, tekrar ihtimalini sıfırlamaktır. Siz de projelerinizde “kim?” yerine “ne?” sorusuna odaklanın: Hangi süreç, hangi tetikleyici hataya açık? Bu yaklaşım ekibi savunmaya değil, öğrenmeye yönlendirir.
6. Sürekli Simülasyonla Krizi Önceden Yaşamak
En ekstrem senaryoları önce simülatörde defalarca yaşadım; gerçek uçuşta kas hafızamla tepki verdim. İş dünyasında da “kırmızı takım” kuruyor, olası müşteri şikâyetlerini, tedarik zinciri kırılmalarını veya siber saldırıları prova ediyorum. Simülasyonlar sayesinde gerçek kriz geldiğinde ne yapacağımızı zaten içgüdüsel olarak biliyoruz.
Uçuş emniyeti, hataları sıfırlama hayaline değil, zinciri erken teşhis edip kırma becerisine dayanır. Bu altı dersi günlük rutininize entegre ettiğinizde, beklenmedik fırtınalar karşısında dahi soğukkanlı kalabilir ve ekibinizi güvenli inişe taşıyabilirsiniz. Unutmayın: Krizleri engellemek, kahramanca kurtarmaktan her zaman daha değerlidir.
Bu yazı size ışık tuttuysa, paylaşarak başkalarının da hata zincirini erkenden kırmasına destek olabilirsiniz.
#UçuşEmniyeti #KrizYönetimi #BernaŞen #HataZinciri