Adli Kontrol Nedir? Tutuklama Yerine Uygulanan Alternatif Yöntem

Adli kontrol nedir, kimlere uygulanır ve ne zaman sona erer? Tutuklamaya alternatif bu ceza hukuku tedbirini detaylarıyla inceleyin.

Av. Şükran Akca
Av. Şükran Akca

LL.M. Avukat 👩🏻‍⚖️ Master of LAW Graduate

8 Temmuz 2025
0 dakikalık okuma
Adli Kontrol Nedir? Tutuklama Yerine Uygulanan Alternatif Yöntem

Ceza yargılamalarında tutuklama, şüpheli veya sanığın özgürlüğünü kısıtlayan en ağır koruma tedbirlerinden biridir. Ancak hukukun temel ilkesi olan “masumiyet karinesi” gereği, kişilerin mahkeme kararıyla suçlu olduğu kesinleşene kadar hürriyetlerinden yoksun bırakılmamaları esastır. Bu nedenle, tutuklamaya alternatif daha hafif nitelikte bir yöntem olarak adli kontrol uygulaması getirilmiştir.

Bu yazıda adli kontrolün ne anlama geldiğini, hangi şartlarda uygulanabileceğini ve ne zaman sona ereceğini açıklıyoruz.

Adli Kontrol Nedir?

Adli kontrol, tutuklamanın gerekli olmadığı hallerde şüpheli veya sanığın yargılama sürecinde serbest bırakılması ancak bazı yükümlülüklere tabi tutulması anlamına gelir. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 109. maddesinde düzenlenmiş olan adli kontrol, yargılamanın sağlıklı ilerleyebilmesi için kişinin kaçmasını, delilleri karartmasını ya da suç işlemeye devam etmesini önlemek amacıyla uygulanır. Kısacası kişi serbesttir ama belirli kurallara uymakla yükümlüdür.

Hangi Şartlarda Uygulanır?

Adli kontrol, yalnızca tutuklamanın gerekli görülmediği durumlarda devreye girer. Eğer tutuklama için gerekli nedenler (örneğin kaçma şüphesi, delil karartma riski) varsa ama bu riskler daha hafif tedbirlerle bertaraf edilebilecekse, adli kontrol uygulanabilir. Mahkeme veya sulh ceza hâkimi, somut dosya içeriğine göre bu kararı verir.

Adli kontrol kararı; soruşturma aşamasında savcının talebiyle sulh ceza hâkimi tarafından, kovuşturma aşamasında ise mahkeme tarafından verilir. Karar, kişiye tebliğ edilir ve yükümlülüklere uyulup uyulmadığı denetlenir.

Adli Kontrol Kapsamında Uygulanabilecek Yükümlülükler

Adli kontrol kararında, kişiye tek bir yükümlülük getirilmesi zorunlu değildir. Mahkeme, dosyanın içeriğine göre bir veya birden fazla yükümlülük belirleyebilir. Bu yükümlülükler şunları içerebilir:

  • Belirli bir adreste oturma zorunluluğu

  • Belirli bir yere gitmeme yasağı

  • Yurt dışına çıkış yasağı

  • İkamet edilen bölgeyi terk etmeme

  • Hâkimliğe düzenli imza atma (örneğin haftada bir karakola gidip imza verme)

  • Alkol, uyuşturucu kullanmama veya bağımlılık tedavisine katılma

  • Mağdura veya tanıklara yaklaşmama, iletişim kurmama yasağı

Bu yükümlülükler kişinin sosyal yaşamını kısıtlayabilir ama tamamen özgürlüğünden mahrum bırakmaz. Bu nedenle adli kontrol hem toplumsal güvenliği hem de bireysel özgürlüğü dengeleyen bir yöntem olarak öne çıkar.

Ne Kadar Süreyle Devam Eder?

Adli kontrol tedbiri, soruşturma veya dava süresince devam eder. Ancak bu sürenin makul olması gerekir. Aşırı uzun süreli adli kontrol, dolaylı olarak tutuklama etkisi yaratabilir ve temel haklara aykırılık doğurabilir. Bu nedenle taraflar, adli kontrolün kaldırılması ya da hafifletilmesi talebiyle başvuruda bulunabilir.

Mahkeme, dosyanın gelişimine göre adli kontrol kararını kaldırabilir, yükümlülükleri azaltabilir veya tamamen sona erdirebilir. Ayrıca savcılık da soruşturma aşamasında bu yönde talepte bulunabilir.

Yükümlülüklere Uyulmaması Durumunda Ne Olur?

Kişi kendisine yüklenen adli kontrol kurallarına uymazsa, hâkim bu durumu değerlendirerek yeni kararlar alabilir. Tekrar eden ihlaller halinde adli kontrol kaldırılarak tutuklama kararı verilebilir. Bu nedenle kişi, adli kontrol hükümlerine titizlikle uymak zorundadır.

Yükümlülüklere uymamak sadece tutuklama riskini doğurmaz; aynı zamanda dava sürecinde mahkemenin kişinin samimiyetine olan güvenini de zedeleyebilir. Bu durum karar sürecinde dolaylı etki yaratabilir.

Tutuklamaya Alternatif Olarak Adli Kontrolün Önemi

Adli kontrol, kişi özgürlüğü ile toplum güvenliği arasında denge kurmak açısından ceza yargılamasının temel mekanizmalarından biridir. Her ne kadar bir yükümlülük sistemi olsa da kişinin tutuklanmaksızın süreci takip edebilmesine olanak tanır. Bu da masumiyet karinesinin korunmasına hizmet eder. Aynı zamanda hâkimin takdir yetkisini sınırlamadan, bireye özel tedbirlerle süreci yönetmesini sağlar.

Adli kontrol, ceza hukuku uygulamalarında modern ve insan haklarına saygılı bir yaklaşımı temsil eder. Ancak her tedbir gibi doğru uygulanmadığında hak ihlallerine yol açabilir. Bu nedenle adli kontrol kararı alındığında, sürecin bilinçli bir şekilde takibi ve gerekirse hukuki destekle yürütülmesi önemlidir.

İlgili Yazılar